Türkiye

Dijital parada ödemelerle ilgili yasaklar kimi etkileyecek?

EKONOMİ

17-04-2021 10:19   Güncelleme : 17-04-2021 10:43

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın (TCMB) yeni yönetmeliğine göre, 30 Nisan’dan itibaren kripto varlıkların ödemelerde kullanılmasına yönelik hizmet sunulamayacağına yönelik alınan kararda, yatırımcıları ve finans dünyasını nasıl etkileyeceğiyle ilgili hem soru işaretleri hem de tepkiler var.

Düzenlemede, “Ödeme ve elektronik para kuruluşları, kripto varlıklara ilişkin alım satım, saklama, transfer veya ihraç hizmeti sunan platformlara veya bu platformlardan yapılacak fon aktarımlarına aracılık edemez” ifadeleri yer alıyor. Bu durum, kripto para borsalarındaki yatırımcıların para transferi için kullandıkları aracıların verdiği bazı hizmetlerin 30 Nisan’dan itibaren kullanılamayacağı anlamına geliyor. Kripto para borsalarından para transferi için kullanılan Papara, Paribu gibi uygulamalar, düzenlemeden etkilenecek. Yatırımcılar para transferini daha dolaylı yollardan yapabilecekler.

İstanbul Aydın Üniversitesi’nden ceza hukuku ve bilişim hukuku uzmanı Doç. Dr. Murat Volkan Dülger, yapılan düzenlemenin ‘regüle etmek yerine yasaklama olduğunu’ ve bu tür yasakların yasa dışılığa yönlendirdiğini savunarak; “Bir fenomeni hukuk alanında düzenlemek ve regülasyona tabi tutmak ayrı bir şeydir, yasaklamak apayrı bir şeydir. Bu yasakçı zihniyetle herhangi bir yere varamazsınız. İstediğiniz kadar yasaklayın, bu yer altından çalışmaya devam eder. Biz yasaklamaya da bu yüzden karşıyız” ifadelerinde bulundu.
DÜNYAYLA REKABET EDEMEYECEĞİZ

Avrupa Birliği’nin 2019’da kripto paraları klasik mal ve hizmetler dışında bir ödeme aracı olarak kabul ettiğini söyleyen Dülger, “Sizin korkulara kapılıp bunu yasaklamanız, bu alanda dünyayla rekabet edemeyeceğiniz anlamına gelir” yorumunu yaptı.

Düzenlemede “suç gelirlerinin aklanması” ve “terörizmin finansmanı” gibi gerekçelerin yer alması da bir diğer tartışma konusu olarak gündeme geldi.

Murat Volkan Dülger, kripto parayla ödeme hizmetlerini regüle etmek yerine yasaklamanın, “İnternetin fişini çekmeye benzediği” görüşünde; “Suç gelirlerinin aklanması, terörizmin finansmanı konularındaki kaygıya düşülerek bunun yasaklandığı görülüyor. Türkiye’de bir yılda binlerce insan trafikte yaralanıyor, ölüyor. O zaman araç trafiğini de yasaklayalım. İnternette terör özendiriliyor, pornografi var, onun da fişini çekelim. Bu mümkün mü, değil. Bu yüzden çeşitli düzenlemelerle bunları regüle ediyoruz. Bu dijital paralar, blok zincir altyapısını kullanıyorlar. Blok zincir altyapısının anonimite sağlaması nedeniyle kontrol edememekten korktular. Maalesef bugün Türkiye’de her şeyin kontrol edilmesi yönünde bir yönetim anlayışı var. ‘Kontrol edemediğimizi yasaklayalım’ deniyor” dedi.

Hangi düzenlemeler yapılabilirdi?

Uzmanların önerisi ise kripto paralarla yapılacak ödemelerin yasaklanması yerine, bu işlemlerin hangi şartlarda yapılabileceğinin düzenlenmesi. Doç. Dr. Murat Volkan Dülger, yapılabilecek regülasyonları şöyle özetliyor:

“Kripto paraların hangi alanlarda ödeme aracı olarak kabul edilebileceği,
Burada aracılık hizmeti verecek şirketlerin hangi yapıya sahip olacakları,
Bu şirketlerin belirli bir yere kayıt edilmesinin zorunlu olup olmadığı,
Bu şirketlerin, aracılık ettikleri hizmetler karşılığında doğabilecek zararlar için bir yedek akçe ayırıp ayırmayacakları ya da bunları sigorta edip etmeyecekleri, gibi düzenlemeler gerekiyordu.”

“DÜZENLEMEYE TEMELDEN KARŞIYIM”
Düzenlemeden etkilenen şirketlerden Papara’nın CEO’su Ahmed Karslı, A Para’ya yaptığı açıklamada, düzenlemeye temelden karşı olduğunu söyleyerek; “Hem bir hukukçu hem de beş yıldır ‘fintek’ sektöründe olan birisi olarak. Yasaklamanın en kolay yöntem olduğunu düşünüyorum. Paydaşlarla tartışıp konuşup daha yaratıcı şekilde sorunları çözmeye odaklanmak daha mantıklıydı” dedi.

Finans teknolojileri ifadesinin kısaltması olan ve Türkçe ‘fintek’ olarak kullanılan “fintech”; kolay ve hızlı finansal hizmet verilmesi amacıyla oluşturulmuş finans ve teknolojiyi bir araya getiren şirketler için kullanılıyor. Türkiye’de Papara, Paribu gibi ödeme hizmeti sunan şirketler bu kapsama giriyor.

BtcTurk Yönetim Kurulu Üyesi Bora Oruç ise üst segment ev ve araba satışları için dijital paraların kullanılmasına yönelik girişimler olduğunu hatırlatarak, “Türk lirasının yerini alacak şekilde bunun ödeme aracı olarak kullanılmasını elbette istemiyorlar. Merkez Bankası buna ilişkin bir adım atmış durumda. Paydaşlar olarak bir araya gelirsiniz, bir dernek-birlik çatısı altında da olabilir, Merkez Bankası’na gidip, ‘Bunun etkinliği budur, globaldeki gelişmeler budur, sizin düzenleyeceğiniz bizim de uyacağımız kurallar çerçevesinde hareket edelim’ dersiniz. Ama hiçbir düzenleme olmadan ödeme aracı olarak hayata geçirmek mümkün değil” diye konuştu.

Oruç, yatırımcıları geceden beri sakinleştirmeye çalıştıklarını söyleyerek, “Yatırımcıların sakin olması gerekiyor, bilgi kaynaklarını doğru seçmeliler. Yeterli bilgi aldıktan sonra kararlarınızı verin. ‘Hepsini satsam mı’ diye soranlar oluyor. Negatif bir düzenleme beklemiyoruz” ifadelerini kullandı.

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

Başa dön tuşu